24 Ağustos 2012 Cuma

BU KAYNAKLAR YETMİŞ MİLYONUN MALIDIR


 
Ali SARAYKÖYLÜ
BU KAYNAKLAR YETMİŞ MİLYONUN MALIDIR
  24/8/2012
 
Efendim, dünyamızın %70’i suyla kaplıdır, bu bilgi daha ilkokul sıralarında çocuklarımıza öğretilir. Ama dünya su rezervlerinin ancak %2,5 kadarı tatlı sudur ve bunun da %1,5 kadarı kutuplardaki buzullardır. Yani kullanabileceğimiz tatlı sular dünyadaki suların ancak %1’i kadardır. Giderek artan insan nüfusuna paralel olarak hayvan varlığımız ve elbette ki tarımsal üretim alanlarımız da artış gösteriyor ve dünyanın su ihtiyacı giderek fazlalaşıyor. Türkiye’de tatlı suların da %72’si tarım, %18’i evsel kullanım, %10’u da sanayide kullanılmaktadır. Bizler başta petrol olmak üzere yer altı kaynaklarımızın tamamından vazgeçebiliriz, hepsinin yerine alternatifler geliştirebiliriz, ama suyun yerine başka bir şey asla koyamayız.

Sevgili okuyucu, üç tarafımızın deniz olduğunu ve bu denizlere akan pek çok akarsuya sahip olduğumuzu düşünerek Türkiye’yi su zengini bir ülke olarak değerlendirmeyiniz. Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1000 m3’ten az olan ülkeler su fakiri ülkelerdir. Biz bu sınıra çok yakınız. Amerika Birleşik Devletlerinin tatlı su kaynakları bizim on katımızdır. 2030 yılında 100 milyon nüfusa sahip olacağı düşünülen ülkemizde su ihtiyacı büyük bir şiddetle hissedilecektir. Bu nedenle de bize düşen sorumluluk; suyumuzu hemen temiz olarak muhafaza edip hem de ölçülü kullanmalıyız.

Yukarıdaki peşrevin nedenini anlamışsınızdır, ilçemiz sınırları içinde bulunan Kuşadası Golf Tesisleri adlı yerleşkenin doymak bilmez su ihtiyacı ne yazık ki bölgemizin su kaynaklarını tehdit edecek boyutlardadır. Tesislerin içinde kurulu artezyen kuyularının dışında komşu arazilere de çakılan artezyenlerle sürekli olarak su çekildiği halde doymadığından Söke’nin değişik noktalarındaki kaynak sularının da buraya taşındığını öğreniyoruz.
Bazı dostlarımız şunu söylüyor;
“Buraya yapı ruhsatı verdiğinize göre su ihtiyacını da karşılamak zorundasınız…”
İyi de, bu tesislerin su ihtiyacı normal yerleşkelerle aynı değil ki. Zaten ne kadar suya ihtiyaç duyulduğunu, ne kadar su verildiğini de kimsecikler söylemiyor.
Şimdi Söke Belediyesine soruyorum:

1- Kuşadası Golf Tesislerinde yeraltından çekilen su miktarı tarafınızca biliniyor mu?
2- Komşu arazilere çakılan artezyenlerle çekilerek tesislere akıtılan su miktarını biliyor musunuz?
3- Söke’de çeşitli yerlerdeki kaynak sularından bu tesislere akıtılan var mıdır? Bunlar hangi sulardır? Bu suların miktarı ne kadardır? Hangi şartlarla ve neye dayanılarak bu tesislere tahsis edilmiştir?
4- Böyle bir tahsis varsa bunun için bir bedel tahsil ediliyor mu? Kaç lira bedel üzerinden su veriliyor?
5-Komşu bahçelerden alınan sular için sadece bahçe sahibinin rızası yeterli midir? Bunun dışında da bir izin gerekli midir?
6-Söke’nin yer altı sularında, özellikle bu tesislerin yapımından sonra aşırı derecede seviye düşüşleri tespit edilmiş midir?

Yukarıdaki sorulara mutlaka cevap verilmelidir. Seçilmişler de, atanmışlar da yetkilerini milletten alırlar. Bizim bu soruları sorarken ve ısrarla bu konuyu gündemde tutarken tek düşüncemiz mensubu olduğumuz yüce milletimizin hak ve hukukuna sahip çıkma çabasıdır. Buna hakkımız da vardır. Cevap vermek ve milleti bilgilendirmek de yöneticilerin sorumluluğudur.
Efendim, bu konu benim gündemimden hiçbir vakit çıkmayacak. Yani “yazar, yazar, sonunda usanır” şeklinde bir düşünce varsa yanlış olduğunu peşinen söyleyeyim. Sorularımın cevabını bulana kadar bu yazılar sürecektir. Sorularımın cevabını başka kaynaklardan da araştırıyorum. Her bulguyu ve bilgiyi sizlerle paylaşacağım

http://www.sokeekspres.com/Makale/3070-bu-kaynaklar-yetmis-milyonun-malidir.aspx